Getting your Trinity Audio player ready...
|
Şu zamanlarda artık ‘old school’ rts oyunlarının yerini dolduracak oyunlar bulmak imkansıza yakınken, bu old school rts’ler arasında belki de hiç oynamadığınız, hatta adını bile duymama ihtimalinizin bulunduğu oyunlardan birisi olan War of the Ring adlı oyunu tanıyalım…
War of the Ring, Yüzüklerin Efendisi filmlerine değil kitaplarına dayalı 2003’te çıkmış bir rts oyunudur. Oyun tarzı olarak daha çok Warcraft’a benzemektedir. Yani iki tip toplanabilir kaynak olması, sadece kahramanlarda değil bazı birimlerde de kullanılabilir yetenekler bulunması, diğer rts’lere kıyasla daha küçük bir ordu oluşturulabilmesi gibi özellikleriyle geniş çaplı bir savaş oyunundan uzak, satrançvari, birimleri gereken zamanda gerektiği şekilde kullanmayı zorunlu kılan, hıza ve zekaya daha çok önem veren, dalgınlığı affetmeyen bir oyundur.
Toplanabilir kaynaklar olarak karşımıza yiyecek ve demir çıkmakta; yiyecek, su kuyularına yel değirmeni(İyi Faction’a özgü) veya mezbaha(Kötü Faction’a özgü) inşa ederek ve bu yapıya işçi göndererek elde edilirken demir, işçileri direkt demir yatağına göndererek elde edilebilmektedir. Ancak demir yatağından daha fazla verim elde etmek için üzerine dökümhane inşa edilmesi gerekmektedir. Bu basit ekonomi sistemini oturtmak oyunda iki dakikanızı anca almaktadır.
Savaş sistemi olarak taş-kağıt-makas mantığı ele alınmış. Kılıç oku, ok çekici(ağır silah kullanan birimler), çekiç ise kılıcı yeniyor. Kahramanlar ise hepsine karşı üstün. Elbette saldırı, zırh ve can puanları devreye girdiğinde işler biraz daha yerli yerine oturuyor. Yani Kötülerin en güçsüz birimi Goblin Spearman sırf ok saldırı tipine sahip diye Dwarf Shieldbreaker(çekiç saldırı tipi)’ı yenebilir diye bir kaide yok.
Oyunda iki Faction bulunmaktadır: The Free Peoples of Middle Earth(İyi Faction) ve The Minions of Sauron(Kötü Faction). İki taraf da bünyelerinde çeşitli ırkları ve kültürleri barındırmaktadır. İyi taraftaki askerler;
Gondor Swordsman
Rider of Rohan
Ranger
Dwarf Axethrower
Dwarf Shieldbreaker
Elven Archer
Elven Lightbearer
Beorning
Huorn
ve Kahraman olarak;
Frodo
Gimli
Legolas
Aragorn
Gandalf
Kötü taraftakiler ise;
Goblin Spearman
Orc Slasher
Orc Bowman
Warg Rider
Wraith
Giant Spider
Haradrim Slayer
Uruk-hai
Troll Stonethrower
Troll Bonecleaver
ve Kahramanları;
Gollum
Grishnákh
Saleme(Haradrime mensup kadın suikastçı)
Lord of the Nazgúl
Saruman
Oyunun iki adet Campaign’i bulunuyor. Campaignlerde genelde Yüzük Savaşları’nın ana olaylarından ziyade yan hikayelerinde yer alıyoruz. Gimli ve askerleriyle beraber Gri Dağlar’daki orkları kovuyoruz; Legolas ve okçularıyla Gollum’u yakalamaya çalışıyor, izini Dol’Guldur’a kadar sürüyoruz; Yüzük Kardeşliği ile beraber Lorien’den orkları defediyoruz; Erkenbrand ve Gandalf ile Rohirrimi topluyoruz; Boromir ve Faramir ile Osgiliath’ı savunuyoruz… Veya Grishnákh ile Anorien’i aşıyoruz; Rohan topraklarındaki İşaret Kuleleri’nin yakılmasını engelleyerek Gondor’un yardıma gelmesini önlemek istiyoruz; Saruman ile ilk Uruk-hai’yi yaratıyoruz; Nazgullar ile dağ trollerini Sauron’a katılmaya güzelce(!) ikna ediyoruz… Hatırlayabildiğim kadarıyla major bir olayda bulunduğumuz tek campaign İyilerin bölümündeki Miğfer Dibi Savunması.
Birimlere bazı yetenekler bahşetmek veya güçlendirmek için çeşitli geliştirmeleri araştırabileceğimiz binalar mevcut. Bu geliştirmeler sayesinde, Ork Okçuları alevli oklar atabilir, Elf Okçuları görünmez olabilir, Işıkgetiren Elfler Aman’ın Işığıyla düşmanlarını yakabilir, Haradrimler rakiplerini zehirleyebilir…
Bunun dışında, Kader Puanı dediğimiz puanları savaşarak toplayıp bunları Kahraman üretmek için veya Kader Puanı listesindeki çeşitli büyüleri gerçekleştirmek için kullanıyoruz. En çok Kader Puanı gerektiren büyüler, Yedi Puan olmak üzere İyilerde Ent çağırmak için, Kötülerde ise Balrog çağırmak için kullanılabilir. Hoşuma giden bir diğer şey ise sadece Campaign’lerde sahip olabileceğiniz birimler; Boromir, Faramir, Rohan Archer, Elf Warden gibi ki Elf Wardenların hem dayanıklılıkları, hem savaş tarzları hem de sesleri(hem İngilizce hem de Türkçe dublajları) efsane. ‘Hail Elf-friend!’ diyen bir Elf Warden’a aşık olmuyorsanız kalbiniz Utumno’nun habis taşlarından yapılmış demektir.
Son olarak, gelelim oyunun en güzel kısımlarına; oyunun müzikleri ve dublajı! Chance Thomas ve Lennie Moore’nin bestelediği müzikler Orta Dünya evreninin ruhunu çok güzel yansıtmakta. Howard Shore’un besteleri evreni zihnimizde daha gerçekçi kılarken, Thomas ve Moore’un besteleri aynı evreni masalsılaştırıyor, harika bir biçimde. War of the Ring’in müziklerinin bazılarını The Lord of the Rings Online oyununda da duyabilirsiniz. Dublaj hususunda ise, birim seslendirmeleri oldukça havalı ve başarılı. Ayrıca 2003’te çıkmış bir oyun için şunu da söylememiz gerek: War of the Ring sadece arayüzüyle, textiyle değil, komple Türkçe dil paketine sahip bir oyundur. Bu da demek oluyor ki birimler Türkçe dublaja sahip ve İngilizcesi gibi bu hali de oldukça başarılı.
Çocukluğumun büyük bir dönemini kapsayan War of the Ring, günümüz oyunlarıyla kıyaslandığında çok sönük kalsa da, hala Warcraft The Frozen Throne gibi oyunları oynayanlar varsa bu oyuna da bir şans vermelerini rica ediyorum. Orta Dünya’yı sadece Peter Jackson’un sunduğu haliyle değil, farklı yorumlamalarıyla da tecrübe etmek Legendarium’a bakış açınızı geliştirecektir.