Getting your Trinity Audio player ready...
|
Selamlar!
Uzun bir zaman sonra yeniden yazabilmek, mutluluk verici. :) Bugün için çook severek izlediğim, gerçekten anlamlı bulduğum bir film için kısa da olsa bir inceleme yazısı yazmak istiyorum. Daha doğrusu izlediğim üzere kendi düşüncelerimi paylaşmak istiyorum demek daha doğru olacaktır.
Forrest Gump’ı izlemeyen yoktur diye düşünüyorum ancak yine de izlememiş olsanız dahi okusanız da çok detay vermeden yazmaya çalışacağım…
IQ seviyesi diğer insanlardan düşük olan Gump, annesi ile birlikte yaşayarak hayatını geçirir. Hayatında ise tek bir arkadaşı vardır; Jenny. Karakterimiz her anlamda insanlardan farklı olsa da; sevmeyi,arkadaşlık kavramına verdiği değeri, planlamamış olsa bile başına gelenler ile gerçekten değişik bir yaşam geçiriyor. Savaşa gitmesi, zengin olması, bir insanın hayatına -belki farkında olmadan- söylediği sözler ile dokunması bile aslında ne kadar güçlü bir karakter olduğunu gösteriyor.
“Üç yıl boyunca sadece koştum. Hiçbir şey düşünmeden sadece koştum, koşarken durdum ve yorulduğumu fark ettim. Beni takip edenler neden durduğumu sordular; ‘Yoruldum’ dedim ve geri döndüm.”
Jenny’nin verdiği ayakkabılar ile koşması, ayağından çıkarmaması izlerken tuhaf hissettirmişti. Jenny için pek bir şey söylemek istemiyorum film bile olsa herkesin hikayesi ve hissiyatı farklı. :) Filmde en çok Jenny ile olan konuşması beni çok üzmüştü…
- ” Beni neden sevmiyorsun? Akıllı bir adam değilim ama aşkın ne olduğunu biliyorum. ”
-Bence- filmin can alıcı kesitinden biri de bu bölümdü. Sevmek için çok akıllı olmaya gerek yok; akıllı olmaktan çok ne hissettiğin ve verebildiğin değer önemli olan. Gump’ın ne olursa olsun her koşulda Jenny’nin yanında olması gibi.
Her ne olursa olsun Gump’ın hayattan vazgeçmemesi, kayıplarına ve sevinçlerine rağmen yaşaması -belki biraz şansının da yaver gitmesi- umut etmenin bitmediğini gösteriyor.
“Hayata devam edebilmek için geçmişi geride bırakmak gerekir.” Diyor Forrest ve bir şekilde devam etmesini biliyor.
Ne diyordu Gump’ın annesi? Life is like a box of chocolates. You never know what’s in it. *Hayat bir çikolata kutusu gibidir, içinden ne çıkacağını bilemezsin.*
Gerçekten de öyle, hayatın bizler için neler sakladığını bilmeden yaşıyoruz. Ve umut etmeye devam ediyoruz.
Uzun zaman sonra yazınca biraz unutmuş gibi hissetsem de umarım beğenirsiniz. :)
İyi okumalar.
Bayıldımmm! Daha fazla yazılarınızı burada görmek isterim